2009'da TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki Darwin skandalından (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/111...) sonra başlayan evrim tartışmaları ekranlara da yansımıştı. Celal Şengör ise jeoloji profesörü olmasına rağmen ilahiyat öğrencilerinin bilim ve evrim karşıtı (daha doğrusu ezberleyip geldikleri) sorularına ustalıkla cevap vermişti.
Programın başlarında Şengör'ün insanın evrimini anlatma çabalarına rağmen, soru-cevap bölümüne gelindiğinde eğitim sisteminin kurbanı bir neslin Dunning-Kruger sendromundan nasıl nasiplendiğine tanık olduk. Bu kısımdaki genç de konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olmamasına rağmen bir bilim insanına kafa tutmak için ezber bellediği soruları kendinden çok emin bir şekilde soruyor ve sorularına tek tek cevap geldikçe daha da hırslanıyor. Konuyu öğrenmek ve anlamak için sormadığı çok açık değil mi? O salonda kulaklarını gerçeklere kapatmış kitlenin toplumun çoğunluğunu oluşturması da bir o kadar acı değil mi? Anlamaya ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bize ezberletilenlerin güvenilir alanında olmak rahatlık veriyor. Gerçekleri anlamak içinse ayrı bir efor sarfetmek ve o konforlu alanı aşmak gerekmekte.
Graham Bell telefonu icat etti, Lidya' lılar para diye bir nesne soktular hayatımıza, Kabil ise kardeşi Habil' i öldürerek ilk cinayeti işlemiş oldu. Şu zamana kadar bir çok yer keşfedildi, bir çok icat ve buluş hayatımıza girdi ve bir çok olgu tarih boyunca bilincimize yerleştirildi. Peki hiç düşündünüz mü ? Yalan Nasıl Keşfedildi diye ? Ricky Gervais'in dinlere karşı büyük bir ironi içeren filmi. YALANIN İCADI!
Bu videoda kavanoz içindeki yeme ulaşmak için ne yapması gerektiğini bilen ahtapotları seyredebilirsiniz. Kavanozun çevrilerek açıldığını da bilmesi bu hayvanların ne kadar zeki olduğunu ve bu hayvanlara saygı duyulması gerektiğini gösteriyor. Süper bir video.
Eğer tanrı varsa bu tanrı kibirli değildir. Kendi yarattığını aşağılamaz. Eğer varsa egoist değildir. Sırf ona inanmadığı için insanı cezalandırmaz. Insanları cezalandıracaksa hangi dine inandığına değil, iyi mi kötü mü olduğuna bakmalıdır.Elçisine recmetmeyi emretmez, elçisi 9 yaşındaki kızla evlenmez. Eğer tanrı varsa sonsuza dek yanacağını izleyecek kadar sadist ve acımasız değildir.
Hep överiz toplumumuzu "ne kadar dindarız, ne kadar geleneksel değerlerimize sahip çıkıyoruz" diye. Dine sıkı sıkı sarılırız ve ondan taviz vermenin büyük çöküşü getireceği gibi komplo teorileri üretiriz...
Peki hiç dürüstçe kendimize sorduk mu nasıl oluyor da ateist oranının inançlılardan daha yüksek olduğu kuzey avrupa ülkelerindeki insanlar bizden çok daha düşük suç oranlarına ve insan hakları ihlallerine, bizden daha yüksek toplumsal refaha, ekonomik ve teknolojik kalkınmışlığa sahip olabiliyorlar?
Konuşmanın tamamı: http://www.youtube.com/watch?v=XQyFRYCttyY
Richard Dawkins bu din ile bilimin arasındaki farkı çok süper bir şekilde anlatıyor. Biri diğerinin yerine konduğunda durumun ne kadar anmlamsız ve komik olduğunu görebilirsiniz. Düşünmek ve biraz da eğlenmek için güzel bir video.
Bu videoda Richard Dawkins bizim diğer maymun türleriyle ne kadar yakın akraba olduğumuzu ve bizlerin şu anda yaşayan maymunlardan gelmediğimizi anlatıyor.
İnsanların büyük çoğunluğundaki yanılgılardan biri de evrenin insanı sınav yapmak için yaratıldığı görüştür. Bu iddianın ne kadar abes olduğu fikri üzerine hazırlanan bir video...
Insanlar zamanın %99.9999'unda yoktu, evrenin %99.99999'den fazlası boş, bize gelene kadar çok fazla yok oluşlar olmuş (göktaşları, vulkanlar vs.). Halen evrenin bize yönelik bir amacı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Peki bağırsaktaki bakteri olsaydınız, insanların amacı bize ideal havasız bir yaşama ortamı sağlamak olduğunu mu düşünürdünüz ?