Acquista da iTunes Luna e Sole a soli 0,69 € https://itunes.apple.com/it/album/luna-e-sole-feat.-tony-esposito/id1134466610?i=1134466922&l=en
Il messaggio dell’opera è a favore dell'unione dei popoli nel mondo, a favore della pace ed è contro le guerre e il razzismo. Luca Maris - Luna e Sole - ft. Tony Esposito (al Tamborder) Autore e compositore: Luca Maris Editore musicale: Luca Maris Arrangiamento e direzione musicale: Luca Maris Genere: Pop/World Music Prodotto da: Ines Diaz e Luca Maris Etichetta discografica: M.D. Produzioni Management per info, contatti professionali, eventi musicali o interviste: mdproduzioni@gmail.com Scrivi a Luca Maris: lucamarisvevo@gmail.com Regia: Federica Carbone
Iscriviti al canale di Luca Maris su YouTube: https://www.youtube.com/channel/UCLcKVMWnNgP0XojvN9rwOwg
Diventa fan di Luca Maris su Facebook: https://www.facebook.com/Luca-Maris-350453868312112/
Segui Luca Maris su Twitter: https://twitter.com/maris772 (@maris772)
Condividi Luca Maris su Instagram: http://deskgram.com/lucamaris (@lucamaris)
Dilimizde ne yazık ki maymun kelimesi, bir kurt, kaplan ya da aslan kadar itibarlı değil. Yahudiler için "aşağılık maymunlar olun" diyen bir kitabın müritlerinin maymun kelimesini aşağılama sayması şaşırtıcı değil.
Biz dinsizleri (yani onların deyişiyle pis kafirleri) tanımlamak için de "işte maymun olduğunuzu kabul ediyorsunuz "diye aklınca bizi aşağıladığını sanan müslümanlardan da alet yapabilen (en azından kuyruksuz olanlar, yani ape'ler), zeka sahibi, sosyal canlıları hangi seviyede gördüklerini anlayabiliyoruz.
Maymun var maymun var. Kuyruklusu var, ortak atadan 5 milyon yıl önce ayrıldığımız kuyruksuzu, yani kuzenlerimiz olan insansı maymunlar var.
Yere göğe koyamadığın aslanın, kurdun önüne ayna koysan mal mal bakar, ama sen en yakın akraban olmasını kendine yediremediğin kuyruksuz maymunun önüne ayna tutarsan özfarkındalığıyla "benden güzeli var mı?" diye içinden geçirmediğini kim söyleyebilir?
Hayvanlar aleminde kendini en üstte tutan aciz insanoğlu, kendini yüceltme için verdiğin hayvan sıfatlarını seçerken bir kere daha düşün!
Kan Donduran Fetva; 1 Yaşında ki Kızla da Evlenilebilir
"Gericilerden sapık fetva! İyice kudurdular, kıvıra kıvıra diyeceğini, bakın nasıl diyor.."
"Ebu Zerka" kod adıyla, internet üzerinden dini paylaşımlar yapan kişi, "Ben kızımı "Ebu Bekir' istese verirdim, 9 yaşındaki çocukla evlenilebilir, hatta 1 yaşındaki çocukla evlenilmesi de caizdir" diyor.
Ne diyelim; "OHA OHAAA, Çüş, ÇÜŞŞŞ! demekten baska. Maalesef, ne acıdırki ülkemizde bu konuşmalara ceza uygulanmıyor, hatta destekleniyor!
Bu videoda İslam'da kadının yeri tartışmasına son noktayı koyuyoruz.
/Nisa 34 ayeti (Diyanet Vakfı meali)
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/34.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
/video geçen hadis ve kaynak
3273 - Hz. Ömer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkege, hanimini ne sebeple dövdügü sorulmaz." Ebu Davud, Nikah 43, (2147)
http://www.enfal.de/kutub/erkegin-haklari.htm
Kaynak:
http://www.facebook.com/karikateist
Klişe bir laf ama adamlar uzaya araç gönderirken, İslam dünyasında hâlâ dünya düz mü değil mi diye tartışılması gerçekten trajik. Bu tartışma birçok müslümana bile saçma gelecektir eminim. Ancak konu din olunca ve her şeyin ölçütü kutsal kitaplar olarak görüldüğünde, gerçeklerin orada yazanlara uydurulması bilindik bir durum haline gelmekte. İşte bu sebeple, 1975 yılında Suudi Arabistan'ın en önemli din otoritesi kabul edilen Şeyh Abdul Aziz Bin Baz tarafından Dünya'nın düz olduğu fetvası verilmiş ve buna inanmayanların dinsiz kabul edilerek, cezelandırılması gerektiği bildirilmiştir. Bugün, ülkemizde, hadisleri baz alarak Adem'in dinozorlarla aynı dönemde yaşadığını ve 30 m. uzunlukta olduğunu söyleyen biyoloji profesörlerimiz varken, dünyanın düz olduğunu söyleyen uzmanlar hiçbir müslümanı da şaşırtmamalı. ("Kuran'da Dünya'nın düz olarak geçtiğini söyleyenlere itirazınız var da, evrim yalandır diyenlere niye yok?" diye bir soru yönlendirilebilir kendilerine.)
Şüphesiz buna inananlar sadece müslümanlar değil. 1956 yılında Britanya'da, Flat Earth Society (Düz Dünya Cemiyeti) adıyla, Dünya'nın düz olduğunu savunan ve bugün hala aktif olan bir organizasyon bile kuruldu. Bilim karşıtlığı hiçbir zaman popülaritesini yitirmiyor.
Konuyla ilgili olarak aşağıdaki kaynaklara bakmanızı da tavsiye ederim:
http://www.bilimfelsefedin.org/?p=377
http://suphecimelek.wordpress.com/2010/05/21/gunesin-battigi-yer/
http://www.mucizeyalanlari.com/gunesin-gidis-istikameti/
http://wikiislam.net/wiki/Flat_Earth_and_the_Qur%27an (İngilizce)
http://www.loc.gov/exhibits/world/images/s104.jpg (Zekeriya bin Mahmut el Kazvini'nin 16. yy'da Arapça'dan Türkçe'ye çevrilmiş astronomi kitabı Acaibul Mahlukat'tan alınan bu tasvirde, Dünya bir büyükbaş hayvanın üzerinde duran düz bir disk olarak tasvir ediliyor.)
Richard Dawkins gençlere yönelik olarak Evren, Dünya, canlılar ve diğer birçok konuya ilişkin sorulara bilimle cevap verdiği son kitabı The Magic of Reality'deki "İlk İnsan Kimdi?" adlı bölümde bahsi geçen, gözle görülemeyen evrimi (diğer bir deyişle bakteri ve virüslerdeki kadar hızlı görülmeyen) kavrayabilmemiz için bir düşünce deneyi gerçekleştiriyor. Evrim sürekli devam eden bir süreç. Bu yüzden milyonlarca yıllık bir ağaç üzerinde sadece belli duraklardaki dallara bakarak çeşitli isimler veriyoruz: Homo sapiens (modern insan), Homo erectus, Homo neanderthalensis gibi... Hepsi bu zincirin bir devamı olduğundan ilk insan kimdi sorusu da anlamını yitiriyor. Önce bebek, sonra çocuk, sonra yetişkin, en sonunda da yaşlanmamız gibi bu kesintisiz süreç hep devam ediyor ve bebeklik, çocukluk vs. diye adlandırdığımız, ancak kendimizde göremediğimiz bu aşamaları fotoğraf karelerine aldığımızda bir ayrım yapabiliyoruz ancak.
Kitap bir yayınevi tarafından henüz Türkçe'ye çevrilme aşamasında.
Der A3 ist das Volumenmodell von Audi, mehr als 20 Prozent aller Verkäufe der Ingolstädter entfallen auf ihn. Da stellt sich bei jedem Generationswechsel regelmäßig die Frage, ob eine Revolution oder eben nur eine Evolution ansteht. Audi hat sich bei der dritten Generation seines Bestsellers in der Kompaktklasse für eine eigene Lösung entschieden. Moderate Detailarbeit am Blechkleid, aber enorme Aufstockung der inneren Werte. Und zudem noch einen drauf gesetzt. Mit der ab Herbst startenden Limousine ist Audi nun auch erstmals im global größten Marktsegment vertreten. Die Ingolstädter Verkaufsstrategen gehen dabei davon aus, dass die Limousine künftig einen fünfzigprozentigen Verkaufsanteil haben wird, der Volumenanteil also noch steigern wird.
Today, OREO – the world’s No. 1 cookie – launched the OREO Dunk Challenge, a global celebration of the brand’s iconic dunking ritual. The campaign kicks off in the U.S. and will roll out to more than 50 countries around the world as part of the OREO brand’s ongoing Wonderfilled movement. The OREO Dunk Challenge will feature a trio of high-profile dunkers, including International Recording Artist Christina Aguilera, Brazilian football star Neymar da Silva Santo, Jr. and Basketball Hall of Famer Shaquille “Shaq” O’Neal. Shaq and fans will do the first official dunks of the campaign today at the birthplace of the OREO cookie in New York City.
OREO cookies and milk have gone together for many years -- and not just because they are a delicious dunking duo. Dunking an OREO cookie in milk has always been a fun way to create a playful moment that reminds us how extraordinarily special it can be to feel and wonder like a kid.
To view the multimedia release go to:
https://www.multivu.com/players/English/8031651-oreo-dunk-challenge-shaq-christina-aguilera-neymar-da-silva-santo-jr/
2009'da TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki Darwin skandalından (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/111...) sonra başlayan evrim tartışmaları ekranlara da yansımıştı. Celal Şengör ise jeoloji profesörü olmasına rağmen ilahiyat öğrencilerinin bilim ve evrim karşıtı (daha doğrusu ezberleyip geldikleri) sorularına ustalıkla cevap vermişti.
Programın başlarında Şengör'ün insanın evrimini anlatma çabalarına rağmen, soru-cevap bölümüne gelindiğinde eğitim sisteminin kurbanı bir neslin Dunning-Kruger sendromundan nasıl nasiplendiğine tanık olduk. Bu kısımdaki genç de konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olmamasına rağmen bir bilim insanına kafa tutmak için ezber bellediği soruları kendinden çok emin bir şekilde soruyor ve sorularına tek tek cevap geldikçe daha da hırslanıyor. Konuyu öğrenmek ve anlamak için sormadığı çok açık değil mi? O salonda kulaklarını gerçeklere kapatmış kitlenin toplumun çoğunluğunu oluşturması da bir o kadar acı değil mi? Anlamaya ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bize ezberletilenlerin güvenilir alanında olmak rahatlık veriyor. Gerçekleri anlamak içinse ayrı bir efor sarfetmek ve o konforlu alanı aşmak gerekmekte.
Pek çok hayvan (buna biz insanlar da dahiliz) problem çözme yetisine sahipler. Beyinlerini kullanmayı ve düşünmeyi gerektiren pek çok bilmecenin altından rahatlıkla kalkıyorlar. Ancak bugün hala ilkel inançlardan doğan bir söylem almış başını gidiyor: "Hayvanlar düşünemez, Allah aklı sadece insana bahşetmiştir."
Kendimizi üstün görme anlayışına sahip olduğumuz ne yazık ki bir gerçek. Bu durum akrabalarımızın ve diğer canlıların başarılarını hep gözardı etmemize ya da önyargıyla yaklaşmamıza sebep oluyor. Sadece primatlar değil pek çok türden canlı bugün düşünmelerini gerektiren zeka problemlerinin üstesinden ustalıkla geliyorlar.