Antibiyotikler neden günümüzde gitgide daha az işe yaramaya başladı ? Hangi süreçler sonucu bakteriler dirençli olmaya başladılar ? Bunun doğal seçilim ile ne alakası olduğunu merak ediyorsanız seyretmenizi tavsiye ederim.
Faydalı mutasyon örnekleri: http://www.baharkilic.org/post/2011/05/29/Faydali-mutasyonlar.aspx
http://perdecii.com/stor_perde/73_stor_perde_modelleri_detay.aspx - modelleri eskiden daha çok ofislerde kullanılırken şu anda hemen hemen her evin camında yada odada görebiliyoruz.
Öğrenmede insan ile maymunlar arasındaki farkı çocuklar üzerinde değişik deneyler yaparak anlatan süper bir belgesel. İnsan maymundan daha ezberci gözüküyor, maymun anlamsız şeyleri insandan farklı olarak düşünerek yapmıyor, insan ise harfiyen yerine getiriyor. Bu insanlar için avantaj mı desavantyaj mı ? İzleyip görebilirsiniz.
Öğrenmede insan ile maymunlar arasındaki farkı çocuklar üzerinde değişik deneyler yaparak anlatan süper bir belgesel. İnsan maymundan daha ezberci gözüküyor, maymun anlamsız şeyleri insandan farklı olarak düşünerek yapmıyor, insan ise harfiyen yerine getiriyor. Bu insanlar için avantaj mı desavantyaj mı ? İzleyip görebilirsiniz.
Dilimizde ne yazık ki maymun kelimesi, bir kurt, kaplan ya da aslan kadar itibarlı değil. Yahudiler için "aşağılık maymunlar olun" diyen bir kitabın müritlerinin maymun kelimesini aşağılama sayması şaşırtıcı değil.
Biz dinsizleri (yani onların deyişiyle pis kafirleri) tanımlamak için de "işte maymun olduğunuzu kabul ediyorsunuz "diye aklınca bizi aşağıladığını sanan müslümanlardan da alet yapabilen (en azından kuyruksuz olanlar, yani ape'ler), zeka sahibi, sosyal canlıları hangi seviyede gördüklerini anlayabiliyoruz.
Maymun var maymun var. Kuyruklusu var, ortak atadan 5 milyon yıl önce ayrıldığımız kuyruksuzu, yani kuzenlerimiz olan insansı maymunlar var.
Yere göğe koyamadığın aslanın, kurdun önüne ayna koysan mal mal bakar, ama sen en yakın akraban olmasını kendine yediremediğin kuyruksuz maymunun önüne ayna tutarsan özfarkındalığıyla "benden güzeli var mı?" diye içinden geçirmediğini kim söyleyebilir?
Hayvanlar aleminde kendini en üstte tutan aciz insanoğlu, kendini yüceltme için verdiğin hayvan sıfatlarını seçerken bir kere daha düşün!
Sentetik biyoloji, bilim dünyasında giderek önem kazanmaya başlayan bir alan haline geldi. İngiltere hükümeti de bu alanı öncelikleri arasına aldı. Bu yeni bilim dalı, daha önce doğada varolmayan canlı organizmayı tasarlayıp yaratmayı amaçlıyor. Çalışmayı yürüten bilim insanları, bu sıradışı teknolojiyle yeni yakıt ve ilaç türleri için büyük bir fırsat doğacağı görüşünde. Ancak çevreciler, bu yeni organizmaların doğaya yayılmasının risklerine dikkat çekiyor.
http://www.bbc.co.uk/turkce/multimedya/2012/03/120329_dg_synthetic_biology.shtml
Bu videoda Richard Dawkins yaratılışçıların tezini yok edecek cümleyi, daha doğrusu bilimselliği ispatlanmış ve geniş kitlelerce kabul görmüş konuyu açıklıyor.
Bu videoyu seyrederken dehşete düştüm, tanrı evrimi kanıtlamak için hem şempanzelerin hem de insanların DNA'larına 16 yerden ERV (virüsten kaynaklanan hata) yerleştirmiş. Buna inanmak mı daha kolay, yoksa bu hataların ortak atamızdan her iki türe de geçtiği mi akla daha yakın. İzleyin, olasılıkları görün ve kendiniz karar verin.
http://materyalistceseyler.wordpress.com/
Hep överiz toplumumuzu "ne kadar dindarız, ne kadar geleneksel değerlerimize sahip çıkıyoruz" diye. Dine sıkı sıkı sarılırız ve ondan taviz vermenin büyük çöküşü getireceği gibi komplo teorileri üretiriz...
Peki hiç dürüstçe kendimize sorduk mu nasıl oluyor da ateist oranının inançlılardan daha yüksek olduğu kuzey avrupa ülkelerindeki insanlar bizden çok daha düşük suç oranlarına ve insan hakları ihlallerine, bizden daha yüksek toplumsal refaha, ekonomik ve teknolojik kalkınmışlığa sahip olabiliyorlar?
Konuşmanın tamamı: http://www.youtube.com/watch?v=XQyFRYCttyY
2009'da TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki Darwin skandalından (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/111...) sonra başlayan evrim tartışmaları ekranlara da yansımıştı. Celal Şengör ise jeoloji profesörü olmasına rağmen ilahiyat öğrencilerinin bilim ve evrim karşıtı (daha doğrusu ezberleyip geldikleri) sorularına ustalıkla cevap vermişti.
Programın başlarında Şengör'ün insanın evrimini anlatma çabalarına rağmen, soru-cevap bölümüne gelindiğinde eğitim sisteminin kurbanı bir neslin Dunning-Kruger sendromundan nasıl nasiplendiğine tanık olduk. Bu kısımdaki genç de konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olmamasına rağmen bir bilim insanına kafa tutmak için ezber bellediği soruları kendinden çok emin bir şekilde soruyor ve sorularına tek tek cevap geldikçe daha da hırslanıyor. Konuyu öğrenmek ve anlamak için sormadığı çok açık değil mi? O salonda kulaklarını gerçeklere kapatmış kitlenin toplumun çoğunluğunu oluşturması da bir o kadar acı değil mi? Anlamaya ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bize ezberletilenlerin güvenilir alanında olmak rahatlık veriyor. Gerçekleri anlamak içinse ayrı bir efor sarfetmek ve o konforlu alanı aşmak gerekmekte.