Bu videoda Azerbaycan'da yaşayan arkadaşın nasıl ateist olduğunu anlatıyor. Hangi evrelderden geçtiği ve sonunda bu kararı nasıl aldığını görebilirsiniz.
Bu videoda bir kişi nasıl ateist olduğunu, ateist olmadan önce nasıl düşüncelerden geçtiğini uzun uzun anlatıyor.
Kaynak:http://www.youtube.com/user/TheThinkingAtheist
Pek çok hayvan (buna biz insanlar da dahiliz) problem çözme yetisine sahipler. Beyinlerini kullanmayı ve düşünmeyi gerektiren pek çok bilmecenin altından rahatlıkla kalkıyorlar. Ancak bugün hala ilkel inançlardan doğan bir söylem almış başını gidiyor: "Hayvanlar düşünemez, Allah aklı sadece insana bahşetmiştir."
Kendimizi üstün görme anlayışına sahip olduğumuz ne yazık ki bir gerçek. Bu durum akrabalarımızın ve diğer canlıların başarılarını hep gözardı etmemize ya da önyargıyla yaklaşmamıza sebep oluyor. Sadece primatlar değil pek çok türden canlı bugün düşünmelerini gerektiren zeka problemlerinin üstesinden ustalıkla geliyorlar.
Bu videoda Richard Dawkins bizim diğer maymun türleriyle ne kadar yakın akraba olduğumuzu ve bizlerin şu anda yaşayan maymunlardan gelmediğimizi anlatıyor.
Bilim Karşısındaki Engelleri Aşmak (Break the Science Barrier) - Bölüm 1
Richard Dawkins bilim alanında tanıdık bir isim. Çok satan bir dizi kitabı, Gen Bencildir, Kör Saatçi ve Olasılıksızlık Dağına Tırmanmak (Kuzey Yayınları tarafından Türkçe'ye çevriliyor) ile evrim hakkındaki bakışımızı değiştirdi. Bu yıl (1995) Bilimin Halkça Anlaşılması kürsüsünün ilk Oxford'lı profesörü oldu. Şimdi de bilime bakışımızı değiştirmek istiyor.
Bu çok ağır bir top. Gerçek bir gülleden daha ağır çünkü dayanıklı kurşundan yapıldı. İnsan kafasından on kat daha ağır. Şimdi sizden istediğim bu noktaya doğru gitmeniz, topu burnunuza doğru tutmanız. Topu bırakın ve aynı noktada durun. Newton'ın enerji korunumu kanunu nedeniyle bu topun burnunuzun ucunda aniden durup size zarar vermeyeceğinden emin olabilirsiniz. Şu anda bu deneye katılmak isteyen gönüllü var mı?
O halde kendim yapmak durumundayım.
Asıl sorun bilimin doğal hayatımızın bir parçası olmamasıdır. Hepimiz bu deneyde bir tehlike olmadığını bilmeliyiz. Bilimin bize böyle söylediğini bilmeliyiz. Ancak belli ki hepimiz böyle yapmıyoruz. Benim bu programdaki amacım ise bilimin hayatımızda neden önemli bir yer tutması gerektiğini göstermek.
Bilime sırtımızı döndüğümüz ve bilim karşıtlığını kucakladığımız an, yüzyüze kalacağımız tehlikeleri göstermeyi umuyorum. Ve bilimin ne yapabileceğini anlamadan alacağımız riskleri...
Başlamak için en uygun yer her şeyin başlangıcına gitmek olacak. Evrenin kökeni hakkında bilmediğimiz çok şey var ve araştırmaya devam etmeliyiz. Fakat evrimsel yaşamın büyük resmi hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmıştır.
Dünya yaklaşık 4.5 milyar yaşında. Ve kısa bir süre sonra, ilk bir milyar yılda ilk canlı hücreler ortaya çıktı ve bunun ardından hepimiz türedik, tüm bitkiler, tüm hayvanlar, tüm insanlar...
Bu kanıtlanmış bir olgudur. Tüm canlılar hepimiz kuzeniz. Bilim insanları bunu, dünyanın düz değil, yuvarlak olması veya Dünya'nın diğer şekilde değil de Güneş'in etrafında dönmesi gibi kabul ederler. Buna inanmamak gülünç olur.
İlker Çağatay Aşık Anadolu Üniversitesi felsefe mezunu ve bilişsel bilim alanında yüksek lisans yapmaya hazırlanıyor. Yazarlıkla uğraşıyor ve aynı zamanda müzisyen. İki aylık bilim ve felsefe dergisi olan "DüşünBil"de düzenli olarak yazıyor. "Akıl Çağında İnancın Eleştirisi" isimli iki bölümden oluşan kapsamlı makalesi bu derginin anasayfasında yayımlandı. Yine kendi bloğu üzerinden de aktif bir şekilde bilim, felsefe, ahlak ve din üzerine yazılarını paylaşmaya devam ediyor. Diğer yandan da Çağan Çelik'in kurduğu "Greener Nautilus" ekibinin bir parçası. Birkaç senedir otobiyografik bir roman üzerinde çalışıyor. Ve son olarak kendisi Bursa'da yaşamını sürdürmekte.
Bütün kötü şeylerde bir hayır vardır diye boşuna demiyorlar, daha kötüsü de olabilirdi, en kötüsü olduğunda bile öldü de kurtuldu, Allah çektirmedi denir. Birisi aykırı bir şey söylediğinde ölen bırakılıp, etrafındakilerin sabrı sınanıyor denir ve o şekilde o kişi de susturulur.
Klişe bir laf ama adamlar uzaya araç gönderirken, İslam dünyasında hâlâ dünya düz mü değil mi diye tartışılması gerçekten trajik. Bu tartışma birçok müslümana bile saçma gelecektir eminim. Ancak konu din olunca ve her şeyin ölçütü kutsal kitaplar olarak görüldüğünde, gerçeklerin orada yazanlara uydurulması bilindik bir durum haline gelmekte. İşte bu sebeple, 1975 yılında Suudi Arabistan'ın en önemli din otoritesi kabul edilen Şeyh Abdul Aziz Bin Baz tarafından Dünya'nın düz olduğu fetvası verilmiş ve buna inanmayanların dinsiz kabul edilerek, cezelandırılması gerektiği bildirilmiştir. Bugün, ülkemizde, hadisleri baz alarak Adem'in dinozorlarla aynı dönemde yaşadığını ve 30 m. uzunlukta olduğunu söyleyen biyoloji profesörlerimiz varken, dünyanın düz olduğunu söyleyen uzmanlar hiçbir müslümanı da şaşırtmamalı. ("Kuran'da Dünya'nın düz olarak geçtiğini söyleyenlere itirazınız var da, evrim yalandır diyenlere niye yok?" diye bir soru yönlendirilebilir kendilerine.)
Şüphesiz buna inananlar sadece müslümanlar değil. 1956 yılında Britanya'da, Flat Earth Society (Düz Dünya Cemiyeti) adıyla, Dünya'nın düz olduğunu savunan ve bugün hala aktif olan bir organizasyon bile kuruldu. Bilim karşıtlığı hiçbir zaman popülaritesini yitirmiyor.
Konuyla ilgili olarak aşağıdaki kaynaklara bakmanızı da tavsiye ederim:
http://www.bilimfelsefedin.org/?p=377
http://suphecimelek.wordpress.com/2010/05/21/gunesin-battigi-yer/
http://www.mucizeyalanlari.com/gunesin-gidis-istikameti/
http://wikiislam.net/wiki/Flat_Earth_and_the_Qur%27an (İngilizce)
http://www.loc.gov/exhibits/world/images/s104.jpg (Zekeriya bin Mahmut el Kazvini'nin 16. yy'da Arapça'dan Türkçe'ye çevrilmiş astronomi kitabı Acaibul Mahlukat'tan alınan bu tasvirde, Dünya bir büyükbaş hayvanın üzerinde duran düz bir disk olarak tasvir ediliyor.)