Bu konudaki kararı siz kendiniz verin:
Kalpleri vardır, bununla kavrayıp anlamazlar (Araf-179), yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kullakları olsun (Haç-46), kuranı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız (Isa-46),
Bu videoda dinlerin nasıl merakı köreltiğini, yetersiz cevaplar ile nasıl tatmin olduğumuzu ve asıl önemli olan şeyin diğer insanlar ile empati kurulması olduğunu anlatılıyor.
Kişinin mensub olduğu din -ezici çoğunluk için- özgür bir tercih midir, yoksa çevresinden devraldığı sosyal gerçekliğin bir parçası mı? Herhangi başka bir dinin egemen olduğu bir coğrafyada o dine mensup insanların çocuğu olarak dünyaya gelseydiniz de yine şimdiki dininizi mi seçerdiniz? Dünya insanlığının çoğunluğunun ''Hak Din''e mensup olmayışında nasıl bir ilahi hikmet var dersiniz? Kendi yarattığı insanların büyük çoğunluğunu yanlış coğrafyada doğdu diye ebedi cehennemde cezalandıracak bir Tanrı anlayışı, adalet algınıza uyuyor mu?
http://www.turandursun.com/forumlar
http://www.turandursun.com
http://www.mucizeyalanlari.com/
http://www.evrimteorisi.org
http://www.turandursun.net
http://www.facebook.com/pages/Turan-Dursun/174422300551?v=wall
Bu videoda Celal Şengör kurbanın nasıl ortaya çıktığını herkesin anlayacağı şekilde anlatıyor. Kısacası anlatmak gerekirse simşek gibi doğa olaylarından korkan insanlar onu yumuşatmak için en değerli varlığı olan yemekleri şimşeğe sunuyor. Çünkü daha mantıklı başka bir şey aklına gelmiyor.
Programın tamamı: http://www.youtube.com/watch?v=KXvB547qq2c
2009'da TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki Darwin skandalından (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/111...) sonra başlayan evrim tartışmaları ekranlara da yansımıştı. Celal Şengör ise jeoloji profesörü olmasına rağmen ilahiyat öğrencilerinin bilim ve evrim karşıtı (daha doğrusu ezberleyip geldikleri) sorularına ustalıkla cevap vermişti.
Programın başlarında Şengör'ün insanın evrimini anlatma çabalarına rağmen, soru-cevap bölümüne gelindiğinde eğitim sisteminin kurbanı bir neslin Dunning-Kruger sendromundan nasıl nasiplendiğine tanık olduk. Bu kısımdaki genç de konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olmamasına rağmen bir bilim insanına kafa tutmak için ezber bellediği soruları kendinden çok emin bir şekilde soruyor ve sorularına tek tek cevap geldikçe daha da hırslanıyor. Konuyu öğrenmek ve anlamak için sormadığı çok açık değil mi? O salonda kulaklarını gerçeklere kapatmış kitlenin toplumun çoğunluğunu oluşturması da bir o kadar acı değil mi? Anlamaya ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bize ezberletilenlerin güvenilir alanında olmak rahatlık veriyor. Gerçekleri anlamak içinse ayrı bir efor sarfetmek ve o konforlu alanı aşmak gerekmekte.
Richard Dawkins bu videoda, teistlerin tüccar mantığı ile sıkça sorduğu "biz yanılıyorsak bişey kaybetmeyiz, ama siz yanılıyorsanız ahirette cezalandırılacaksınız" klişesini, kendine has mizahi bir üslupla yanıtlıyor.
İsra Suresi 97: "Allah kime hidayet verirse, işte doğru yolu bulan odur; kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık onlara, Allah'tan başka dostlar bulamazsın. "
Kuran, ortaya çıktığı çağın kısıtlı ve ilkel bilimsel bilgilerini olduğu gibi yansıtmaktadır. Bugün ancak peri masallarına ve mitolojilere konu olabilek türden bir evren tasvirinin yer aldığı Kuran hiçbir güncel bilimsel bulguyla örtüşmemektedir.
Dünyanın alenen düz olduğu, göklerin görünmez direklerle havada tutulduğu, yıldızların kıyamette dünyaya düşecekleri, doğuya ve batıya yürünerek güneşin ve ayın toprağa battığının görülebileceği gibi ifadeler bize bu kitabın insan ürünü olduğunu işaret etmektedir.
Dinlerdeki ahlak anlayışını ayetlerle gözler önüne seren süper bir yapıt. Dinlerde ne isterseniz var aslında, kölelik, insan kaçırma, tecavüz, hayvanlara işkence, bebeklerin katledilmesi, insan kurban, katliam ve ölüm. Güzel ahlak sizce gerçekten tanrıdan mı geliyor ? İzleyin ve tekrar düşünün.
Hep överiz toplumumuzu "ne kadar dindarız, ne kadar geleneksel değerlerimize sahip çıkıyoruz" diye. Dine sıkı sıkı sarılırız ve ondan taviz vermenin büyük çöküşü getireceği gibi komplo teorileri üretiriz...
Peki hiç dürüstçe kendimize sorduk mu nasıl oluyor da ateist oranının inançlılardan daha yüksek olduğu kuzey avrupa ülkelerindeki insanlar bizden çok daha düşük suç oranlarına ve insan hakları ihlallerine, bizden daha yüksek toplumsal refaha, ekonomik ve teknolojik kalkınmışlığa sahip olabiliyorlar?
Konuşmanın tamamı: http://www.youtube.com/watch?v=XQyFRYCttyY