İlker Çağatay Aşık Anadolu Üniversitesi felsefe mezunu ve bilişsel bilim alanında yüksek lisans yapmaya hazırlanıyor. Yazarlıkla uğraşıyor ve aynı zamanda müzisyen. İki aylık bilim ve felsefe dergisi olan "DüşünBil"de düzenli olarak yazıyor. "Akıl Çağında İnancın Eleştirisi" isimli iki bölümden oluşan kapsamlı makalesi bu derginin anasayfasında yayımlandı. Yine kendi bloğu üzerinden de aktif bir şekilde bilim, felsefe, ahlak ve din üzerine yazılarını paylaşmaya devam ediyor. Diğer yandan da Çağan Çelik'in kurduğu "Greener Nautilus" ekibinin bir parçası. Birkaç senedir otobiyografik bir roman üzerinde çalışıyor. Ve son olarak kendisi Bursa'da yaşamını sürdürmekte.
Bütün kötü şeylerde bir hayır vardır diye boşuna demiyorlar, daha kötüsü de olabilirdi, en kötüsü olduğunda bile öldü de kurtuldu, Allah çektirmedi denir. Birisi aykırı bir şey söylediğinde ölen bırakılıp, etrafındakilerin sabrı sınanıyor denir ve o şekilde o kişi de susturulur.
Insanlar zamanın %99.9999'unda yoktu, evrenin %99.99999'den fazlası boş, bize gelene kadar çok fazla yok oluşlar olmuş (göktaşları, vulkanlar vs.). Halen evrenin bize yönelik bir amacı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Peki bağırsaktaki bakteri olsaydınız, insanların amacı bize ideal havasız bir yaşama ortamı sağlamak olduğunu mu düşünürdünüz ?
Bu güzel animasyon insan oluşumunu en baştan anlatıyor. Her şey bir toz bulutu ile başladı. Güneşin ve dünyanın oluşumu, hayatın oluşumu, evrimin aşamaları çok güzel anlatılmış bu videoda.
Carl Sagan bu güzel çizimli animasyon ile insan oluşumunu anlatıyor. Hücre oluşumu, sudan karaya geçiş, dinazorlar, ilk memeliler ve maymunlar ve nihayet insanların ortaya çıkması. Basit ama çok güzel anlatımlı bir video.
Bir kişinin inançsız olmasında tuhaf hiçbir şey yok. Tuhaf olan dinci basının "Allah'ı DA yokmuş!" vurgusuyla Serra Yılmaz'ı hedefe almasının normal karşılanması (dinsizin sözlükteki ikinci anlamı "acımasız" olan bir toplumun zihninde de dinsiz diye nitelenen biri için hoş düşünceler oluşması beklenmez). Dinsizim diyenin boyu uzamıyor (ama dinsizliğin olumsuz algılandığı bir toplumda bunu milyonların önünde söylemek çok değerli), fakat siz ahlak anlayışınızın ne kadar sahte olduğunu benzeri kişileri sırf dinsiz oldukları için ahlaksız, acımasız, topluma zararlı insanlarmış göstererek defalarca kanıtlıyorsunuz.
http://www.haber7.com/guncel/haber/947610-serra-yilmazin-allaha-inanci-da-yokmus
2009'da TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki Darwin skandalından (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/111...) sonra başlayan evrim tartışmaları ekranlara da yansımıştı. Celal Şengör ise jeoloji profesörü olmasına rağmen ilahiyat öğrencilerinin bilim ve evrim karşıtı (daha doğrusu ezberleyip geldikleri) sorularına ustalıkla cevap vermişti.
Programın başlarında Şengör'ün insanın evrimini anlatma çabalarına rağmen, soru-cevap bölümüne gelindiğinde eğitim sisteminin kurbanı bir neslin Dunning-Kruger sendromundan nasıl nasiplendiğine tanık olduk. Bu kısımdaki genç de konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olmamasına rağmen bir bilim insanına kafa tutmak için ezber bellediği soruları kendinden çok emin bir şekilde soruyor ve sorularına tek tek cevap geldikçe daha da hırslanıyor. Konuyu öğrenmek ve anlamak için sormadığı çok açık değil mi? O salonda kulaklarını gerçeklere kapatmış kitlenin toplumun çoğunluğunu oluşturması da bir o kadar acı değil mi? Anlamaya ihtiyaç duymuyoruz, çünkü bize ezberletilenlerin güvenilir alanında olmak rahatlık veriyor. Gerçekleri anlamak içinse ayrı bir efor sarfetmek ve o konforlu alanı aşmak gerekmekte.